Hyaluronik asidi duyduysanız muhtemelen cilt bakımı hakkında çok şey biliyorsunuzdur. Ancak bu bileşene tamamen aşina olmak cildinize daha iyi bakmanıza yardımcı olabilir. Hyaluronik asit, gözler, cilt ve eklemler gibi vücudun farklı bölgelerinde doğal olarak bulunan bir maddedir. Genellikle cilt gençleştirme ürünlerinde kullanılan bu madde nemi bünyesinde tutarak vücut dokularını ve eklemlerini kayganlaştırır.
Bilim insanları bu maddeyi laboratuvar ortamında bakterilerin yardımıyla üretebilmektedirler. Bu laboratuvar versiyonu çok çeşitli vücut fonksiyonlarına yardımcı olur. Vücuttaki hyaluronik asidin neredeyse yarısı deridedir; Öyle ki cilt yapısının ana bileşimi sayılarak cildimize dolgun ve taze bir görünüm kazandırır. Bu muhteşem malzemeyi cilt rutininize nasıl ekleyebileceğinizi ve cildinize güzellik ve sağlık kazandırabileceğinizi görmek için bizimle kalın.
Hyaluronik asit günümüzde yaygın olarak kullanılan tek yeni bileşik değildir. Bu madde cilt bakım rutininizin ana bileşenlerinden biridir. HA'nın cilt için pek çok özelliği vardır:
▪️ Yaşlanma karşıtı
▪️Nemlendirici
▪️Yara iyileştirici
Kırışıklığa karşı
▪️Egzama onarıcı
▪️Yüz derisi kızarıklığını giderir
▪️Cildin esnekliğini arttırma
Cildin nemlendirilmesi
Ne zaman dolgun bir ciltten bahsetsek, su açısından zengin bir cildi kastediyoruz. Yeterli su içerek hidrasyon da mümkündür ancak bu suyun cilt katmanlarında tutulması özellikle önemlidir. Transepidermal su kaybı veya kısaca TEWL terimini duymuş olabilirsiniz. Bu terim aslında cilt yüzeyinden buharlaşan su miktarını ifade eden özel bir terimdir.
Bir ürün cilt yüzeyinden su kaybını önlediğinde, bu ürünün cilt yüzeyinden suyun buharlaşmasını engelleyerek cildi nemli tuttuğu anlamına gelir. Hyaluronik asit böyle bir mekanizma sayesinde suyun ciltten buharlaşma hızını azaltır ve cildin taze kalmasını sağlar.
yara iyileşmesi
Birçok bilimsel çalışma, bu malzemenin etkili hidrasyonun yanı sıra yaraları iyileştirme yeteneğine de sahip olduğunu göstermiştir. Hyaluronik asit cildi nemli tutar ve yara iyileşmesinde rol oynayan doku yenilenme sürecine yardımcı olur. 2016 yılında yapılan bir çalışmanın sonuçları, bu maddenin yara üzerinde kullanılmasının iltihabı hafiflettiğini ve doku onarımı sürecini düzenlediğini göstermektedir.
Cildin yumuşaklığı ve pürüzsüzlüğü
Kişi özellikle yaşla birlikte cildinde sadece güzellik açısından değil, psikolojik ve sosyal açıdan da değişiklikler fark ettiğinde hoş olmayan komplikasyonlarla karşılaşabilir. Bu alanda yapılan bir çalışma, hyaluronik asidin cilt pürüzlülüğünü azaltabildiğini ve elastikiyetini artırabildiğini göstermektedir.
Yaşlanma karşıtı etkiler
Belirtildiği gibi vücuttaki hyaluronik asidin neredeyse yarısı ciltte bulunur ve bu nedenle ultraviyole ışınlarına maruz kalmak gibi çeşitli nedenlerle bu miktarın azaltılması ciltte kırışıklıklara neden olabilir. Bu malzeme kırışıklıkların derinliğini önemli ölçüde azaltır ve cildin kıvamını ve elastikiyetini arttırır. 2014 yılında yapılan bir bilimsel çalışmada kadın katılımcılardan 8 hafta boyunca günde iki kez düzenli olarak hyaluronik asit kullanmaları istendi. Bu çalışmanın sonuçlarına göre hyaluronik asit kullanan kişilerin cildindeki kırışıklıkların derinliği %40 oranında azalmış, cildinin kıvamı ve elastikiyeti ise %55 oranında artmıştır.
Hyaluronik asidin bu benzersiz etkileri, onu göz çevresindeki kırışıklıkları, gülümseme çizgilerini ve diğer bölgeleri tedavi etmek için kullanılan cilt gençleştirme ürünlerinde kullanılan bileşenlerin çoğu arasında lider konuma getiriyor. Gençleştirici kremler ve göz serumları bu alandaki en güzel örneklerdir.
Dermatitin azaltılması (cilt iltihabı)
Hyaluronik asit, hafif ila orta dereceli egzama semptomlarının iyileştirilmesine yardımcı olabilir. 2011 yılında yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre egzama semptomlarının iyileştirilmesi için hyaluronik asidin köpük formunda kullanılması, seramid içeren emülsiyon kremlere göre çok daha keyifli ve etkilidir.
Hyaluronik asidin doğal bir madde olduğu ve vücudun çeşitli yerlerinde bulunduğu doğrudur, ancak zaman ve yaş ilerledikçe HA miktarı doğal olarak azalmaya başlar. Erken yaşlanma genellikle ultraviyole ışınlarına sık ve uzun süreli maruz kalma nedeniyle oluşur; Yüz derisinin yaşlanmasının yaklaşık %80’i UV ışınlarına maruz kalmaktan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle cildi daha da güçlendirmek ve yaşlanma belirtileriyle mücadele etmek için hyaluronik asit içeren ürünleri cilt rutininize dahil etmeniz iyi bir karardır. Elbette cildin hacim kaybı ve gevşekliği ile mücadele ediyorsanız derin kırışıklıkların onarılmasında enjekte edilebilir hyaluronik asit kullanımı daha etkili bir tedavi yöntemi olacaktır.
